Hak ve Hakikatler Neler Uğruna Terk ediliyor?
Filiz Konca
İnsan süfli, düşüklükler âleminin değil ulvi, yücelikler aleminin varlığıdır. İnsan meleklerin secde ettiği Adem”in neslinden olup yeryüzünde Allah’ın halifesidir. İnsan en üstün ve en güzel Ahsen-i takvim üzere yaratılmıştır.
İnsanın sevdası ve kavgası Hak ve hakikate mensup olma sevdası ve kavgası olmalıdır. Eğer değerlerimize sahip çıkmayacak olursak ötelerde neler uğruna yüce değerlerden vazgeçtiğimizi, önemsemediğimizi anlayınca iş işten geçmiş olacak. Evet. Heva, heves, nefis ve şeytana uşaklık yapma uğruna Hak ve hakikatler terk ediliyor.
Hz. Mevlana der:
Kıyamet günü âşıkla maşuku birbirine bağlarlar da herkesin önüne çıkarı verirler.
Allah’tan başka bir şeye tapanlar o taptıkları şeyin altında kalmalarını mı bekliyorlar?
Güven aramak için peşine düşülen şeylerin bizzat kendileri güvene muhtaçtırlar. Ölüm aradığı şeyi bizde bulmalıdır. Allah’tan bağımsız bir hayat yaşayacağını düşünebilenler, ahirette Allah’tan bağımsız kaldığı söylendiğinde hissedeceği cehennem azabını da düşünebilmelidirler. Allah’tan korkmayanın akıbetinden korkulur.
Hz. Ömer (r.a.) bir gün Şam’a gitmek üzere ashabı kiramdan bir grup ile yola çıktı.Bir deveden başka bir şeyi yoktu.
Kölesi Muğire ile nöbetleşe deveye biniyordu. Bir saat kadar kendisi biniyor, kölesi deveyi çekiyor, sonra bir saat kadar köle biniyor, Hz. Ömer deveyi çekiyordu. Allah’ın hikmeti, tam Şam’a yaklaştıklarında deveye binme sırası Muğire’ye gelmişti. Ashabı kiram, Hz. Ömer”e deveye kendisinin binmesinin uygun olacağını söylediler.
Hz. Ömer de:
-Nöbet Muğire’nindir. Benim deveye binme nöbetim geçti, buyurdu.
Ashabı kiram:
-Bugün Şam’a gireceğiz.Şehrin ileri gelenleri sizi atları üzerinde karşılayacaklar. Onların karşısında yaya olmanız münasip olmaz. Lütfedin de ricamızı kabul edin, dediler.
Hz. Ömer; bu sözden huzursuz olup:
-Hala bu evhamdan kurtulamadınız mı? İslam dininin yüceliğini böyle mi anladınız. Bize İslam’ın şerefi yetmez mi? İslam’dan daha üstün ve şerefli bir şey var mıdır? Hak Teala bu izzeti ve devleti bize ihsan eylemiştir.İslam tacını başımıza, Resulallahın (s.a.v.) şeriat hırkasını sırtımıza, kelime-i şahadeti dilimize, Kur’an-ı Kerim’i kalbimize koymuştur.İslam’ın kıymetini anlamışız. Halka at ile elbise ile gösteriş yapmanın ne kıymeti vardır. Yalnız Resul-i Ekrem’in ümmeti olmak şerefi size yetmez mi, diye cevap verdi.
Hz. Mevlana şöyle der:
Ey kardeş, Bir olan Allah’a ve Hz. Muhammed’e yapış da ten Ebu Cehil’inden kurtul!
Cahil olan Hakkı uzak görür.
Bütünden ayrılan her parça ölür, yok olur. Vucuttan kopan her organ murdar olur.
Aklını başına al, ateşi ancak din nuru söndürür.
Zulüm nedir? Bir şeyi, konmaması gereken yere koymak; buysa, belâlara kaynak olur ancak.
Karınca bir tane buğdaya ömrünü harap eder. Oysa o taneye bakıp harmanı görse, taneye titrer durur muydu?
Heva ve hevesi terk etmek acıdır. Ama Allah’tan uzak kalmak daha acıdır.
Yapacağın her işte nefsine danışmak ve ne derse aksini yapmak olgunluktur.
Kalbi ölen kişiye dünya geniş görünür.
Sevdiğin şeyler, seni kör ve sağır eder.
Zekidir, ince şeyleri bilir… Bilir ama değil mi ki kıblesi dünyadır, onu ölü bil sen!
Saf olmayan kaybolanı baki kalanı bilmez.
Şer sahipleri Hakka meyletmezler.
Heva ve heves taze olup durdukça iman taze değildir;
Çünkü heva, iman kapısının kilididir.
Aşağılık kişilerin çabası, domuz avlamaya benzer. Önce sonsuz zahmet, sonra da onu yemek haram!
Bu dünya bir tuzaktır, faresi de istekler…
Dünya hırsı gitti de o yüzden hastanın gözü kuvvetlendi.
Ruh bağışlayan güzelden ruhunu esirgeme. O, seni kıratın üstüne bindirir.
Taçlar veren o başı yüce erden başını çekme. O, gönlünün ayağındaki yüzlerce düğümü çözer.
Baş kulağını alaya, yalana, dolana kapa da aydın can şehrini gör.
Bütün umanların ümidi, Allah’ın harmanından ancak bir arpadır.
Lezzet, dışardan gelmez, içten gelir, bunu böyle bil. Köşkleri, kaleleri aramayı ahmaklık say.
Dünya malı, zayıf kuşların tuzağıdır. Ahiret mülkü ise yüce kuşların tuzağı!