GÜLŞEN-İ RAZ VE ŞERH-İ CEZİRE-İ MESNEVİ’DE YOKSUL VE YOKSULLUK
Mehmet Malik BANKIR
ÖZ
Çalışmamızın konusunu, Türk edebiyatı içerisinde önemli bir yer tutan tasavvuf edebiyatının önde gelen isimlerinden olan Elvan-ı Şirazȋ ve Abdullah Bosnevȋ‟nin kendi dönemleri içerisinde yoksula ve yoksulluğa bakış açısı teşkil etmektedir. Milletlerin, ailelerin ve bireylerin hayatlarını idame ettirebilmeleri için gerekli yaşam şartlarına sahip olmaları gerekmektedir. Bu da belli bir mali disiplini beraberinde getirir. Bu mali disiplin de ekonomi (iktisat) ve bütçeyle sağlanır. Toplumların ve bireylerin refah seviyesi, ihtiyacını karşılayabilme ve gündelik geçimini rahatlıkla sağlayabilme yeterliliğiyle doğru orantılıdır. Geçim kalitesi, toplum ve bireyin sağlık durumunu da olumlu veya olumsuz bir şekilde etkileyebilecek seviyededir. Refah düzeyinin yüksek olduğu toplumlarda özellikle seküler dünya bakış açısıyla bakıldığında o toplumda yaşayan bireylerin daha müreffeh ve mutlu olduğu düşünülmektedir.
Çalışmamızın giriş kısmını ekonomiyle ilgili terimler, bunların sözlük bilimsel tanımları ve etimolojik tahlilleri oluşturmaktadır. Giriş kısmından sonra, bu iki eserde geçen ve yoksullukla ilgili beyitler üzerinde durulacaktır.
Bilindiği üzere, hemen hemen her konuda olduğu gibi yoksullukta da bir maddi yoksulluk bir de manevi yoksulluk söz konusudur. Biz de maddi ve manevi yoksulluk konusunu Gülşen-i Raz ve Şerh-i Cezire-i Mesnevi adlı eserlerden yola çıkarak günümüzdeki olguya da işaret edecek şekilde bir değerlendirmeye tabi tuttuk. Dolayısıyla bu değerlendirmede bu mutasavvıfların etkilendikleri şahsiyetler olan Şebüsteri ve ünlü hümanist Mevlana‟nın da konuya bakış açıları ortaya çıkmış olacaktır.
#MEHMET MALİK BANKIR