Bir Arada Yaşama Tecrübesi Olarak Mevlevilik: Eva de Vitray-Meyerovitch’le Tekerleğin Poyrasına Yolculuk – Rıfat ATAY

Bir Arada Yaşama Tecrübesi Olarak Mevlevilik: Eva de Vitray-Meyerovitch’le Tekerleğin Poyrasına Yolculuk

Rıfat ATAY

Özet:

Mevlana, sadece İngilizcenin hâkim olduğu Batı dünyasında değil diğer ülkelerde de çalışılmış, etkili bir düşünür ve mutasavvıf olmasına rağmen, İngilizcenin hâkimiyetinin çok baskın olması nedeniyle diğer Batı dillerindeki Mevlana çalışmaları genellikle gölgede kalmaktadır. Fransa’da Mevlana çalışmaları deyince akla ilk gelen isim de Eva de Vitray-Meyerovitch’tir. 1909’da aristokrat bir ailede doğup hukuk ve felsefe eğitimi alan Meyerovitch’in Mevlana ile tanışması çağın Mevlana’sı olarak nitelenen Muhammed İkbal vasıtasıyla olmuştur. Derununa Mevlana’nın aşk ateşi düşen Meyerovitch, ilk iş olarak Farsça öğrenmiş; akabinde de Mevlana ve İkbal’in eserlerinin hemen tamamını Fransızcaya tercüme etmiştir. Tercüme ve telif olarak kırk kadar eser vücuda getiren Meyerovitch’in İslam’ın Güleryüzü, Duanın Ruhu ve Güneşin Şarkısı gibi eserleri Türkçeye kazandırılmıştır. İslam’ı kelime anlamı olan “Allah’ın iradesine teslim olmak,” farklı dinleri de, bir tekerleğin çemberinde yer alan poyraya bağlı parmaklar olarak gören Meyerovitch, inananların poyraya yaklaştıkça dinler arasında fazla fark olmadığını göreceklerini Mevlana’dan yola çıkarak söylemektedir. İslam’ı kelime anlamı olan “Allah’ın iradesine teslim olmak,” farklı dinleri de, bir tekerleğin çemberinde yer alan poyraya bağlı parmaklar olarak gören Meyerovitch, inananların poyraya yaklaştıkça dinler arasında fazla fark olmadığını göreceklerini Mevlana’dan yola çıkarak söylemektedir. Toplumların bir arada yaşamasına yapacağı önemli katkı dikkate alındığında, bu farkındalığın hassasiyetle vurgulanması gerektiğine inanmaktayız.

Bir yanıt yazın 0