MEVLÂNÂ İRFÂNINDA İNSAN PROTOTİPİ OLARAK HZ. ÂDEM
Zafer ERGİNLİ
ÖZET
İslâm düşünce ve medeniyetinde insanla ilgili tespitlerin en renkli ve zengin örneklerini ortaya koyan sûfîlerin en özgün örneklerinden biri Mevlânâ’dır. İlâhî sûrette yaratılmasından dolayı iyimser bir bakışla ele aldığı insanı, karmaşık yapısı-na uygun bir tarzda, çeşitli güçlerini teker teker ele alarak, ama bütünlüğünü boz-madan tasvir eder. O, Hz. Âdem’i, hem insan-ı kâmil ve peygamber olarak, hem de hataya düşme eğilimine sahip bir varlık olarak ele alır. Mevlânâ irfânı açısından ba-kıldığında, Hz. Âdem’in(as) en önemli üç niteliğinden ilki Hakk’ın sûretinde yaratılmış en büyük âlem (âlem-i kübrâ) olmasıdır. Diğer iki özelliği ise, maddî ve mânevî tüm varlık, bilgi ve değer türleri arasında bulunması ve değerler manzumesi içerisinde hilâfet potansiyeli taşıyan tek varlık olmasıdır. Onun bu konuyla ilgili görüşlerinin çeşitli akımlarla, öncelikli olarak İran Aşk Mektebi ve Kübrevî kültürüyle, bilhassa İbn Arabî’yle örtüşme noktalarına sınırlı da olsa temas edilmiştir. Onun asıl değeri, bu üç kültürel kaynaktan beslenerek günümüzü aydınlatacak orijinal bir senteze ulaşmış olmasıdır.