Şiir ve Din : 10
BAYRAM SEVİNCİ
Bayramlar, her seviyeden insanımızın heyecanla iştirak ettiği kutsal günlerimizdir. Aynı hisleri paylaşmak, aynı sevinci birlikte duyabilmek, toplum hayatı için önemli bir olaydır. Bu halleriyle dinî bayramlar, aynı zamanda millî birliğimizin birer yapı taşıdırlar. O bakımdan bayramları yaşatmak, geleneğin canlı olarak devam etmesini sağlamak, her birimiz için hem dinî de millî bir görevdir.
Dinî bayramlarımız, imkân nisbetinde yeni ve temiz elbiseler giydiğimiz, rûhumuz ve bedenimizle tertemiz yıkanıp arındığımız günlerdir. Bu temizlik ve bakımdan tepeden tırnağa bedenimiz, kapıdan bacaya evlerimiz, kapılarımızın önü ve sokaklarımız da payını alır. Bu güzel âdet ve gelenekler korunmaya ve yaşatılmaya değmez mi?
Bayram namazları ne muhteşem bir dinî tezahürdür! Yediden yetmişe, en küçük köyden büyük şehire, bütün Türkiye’nin katıldığı bu büyük topluluk, bu mâşerî kalabalık ne yüce bir hadisedir! Ellerinde seccadeleriyle, bayram namazı kılmak için sabahın erken saatlerinde, cami avlularını, sokakları ve caddeleri dolduran bu kadar insanı kim ve hangi güç harekete geçiriyor dersiniz? İnançları değil midir bu insanları bir araya getiren? Her geçen yıl daha da büyüyen bu görünüş ne kadar sevindiricidir. Şükrediyor ve Rabbim, birlik ve beraberliğimiz hiç bozulmasın, daima güçlensin diye dua ediyoruz.
BAYRAM ŞİİRLERİ
Bir fikir adamımız (N . S. Banarlı) şöyle diyor: “Eski şâirler Iydiyye adı verilen bayram şiirleri yazarlardı. Çünkü, eski bayramlar tatil olacak diye değil, bayram olacak diye beklenen günlerdi. Heyecanları, saadetleri, sevinçleri için şiir söylenmeye değer zamanlardı.”
Hacı Bayram-ı Velî’yi hepimiz duymuşuzdur. Ankara’nın bir semtine ruhaniyet katmaktadır. Asıl ismi Nûman’dır. Kendisini mânen yetiştiren mürşidiyle bir bayram günü karşılaşmış ve o günün hâtırasına hürmeten ismi “Bayram” olmuştu.
Aşık olduğu Allah’ına rûhen yaklaşma anlarını bir bayram sevinciyle şöyle dile getirir:
Bayram’ım imdi Bayram’ım imdi
Bayram ederler yâr ile şimdi
Hamd ü senâlar hemd ü senâlar
Yâr ile bayram kıldı bu gönlüm.
*
En güzel bayram şiirlerinden biri Yahya Kemal’in “Süleymâniye’de Bayram Sabâhı” isimli eşsiz eseridir. Bu şiir, Türkiye Türklüğünün, dünyanın üç kıtasındaki muhteşem mâcerâsını anlatan bir destan-şiirdir.
Süleymaniye’de Bayram Sabâhı, bir Ramazan bayramı sabahında, Yahya Kemal’in Süleymaniye Câmii’inde bayram namazı kılarken hissettiği târifsiz duygu ve düşünceleri dile getirir.
Şâir, kendi gök kubbemiz altında, dinî bir bayramın vecdiyle, milletinin bütün tarihini ve bütün maneviyatını yaşamaktadır. Karşısında da bizim en büyük mîmârî şâheserimiz olan Süleymaniye Câmii vardır. Aslında Süleymaniye bir semboldür, o bütün bir tarihî ve kültürel değerleri temsil etmektedir.
Şiir şu mısrâlarla başlar:
Artarak gönlümün aydınlığı her sâniyede
Bir mehâbetli sabâh oldu Süleymâniye’de
Kendi gük kubbemiz altında bu bayram saati
Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi
Yer yer aksettiriyor mâvileşen manzaradan
Kalkıyor tozlu zaman perdesi aradan
Şâirimiz daha sonra câmiin insanlarla ve cedlerin ruhlarıyla dolduğunu görür. Câmiin mîmârî güzelliğini tasvir eder ve elle tutulur şekilde görülen millî ve dinî birliği şöyle dile getirir:
Ulu mâbed! Seni ancak bu sabâh anlıyorum
Ben de bir vârisin olmakla bugün mağrûrum
Bir zaman hendesden âbide zannetimdi
Kubben altında bu cumhûra bakarken şimdi
Senelerden beri rûyâda görüp özlediğim
Cedlerin mağfiret iklîmine girmiş gibiyim.
Dili bir, gönlü bir, îmânı bir insan yığını
Görüyor varlığının bir yerde toplandığını
Büyük Allah’ı anarken, bir ağızdan herkes
Nice bin dalgalı tekbîr, oluyor tek bir ses.
Daha sonra zaferlerimiz hatırlar, adetâ târihi yeniden yaşar ve şöyle bitirir:
Ulu mâbedde karıştım vatanın birliğine
Çok şükür Tanrı’ya gördüm bu saatlerde yine
Yaşayanlarla berâber bulunan ervâhı
Doludur gönlüm ışıklarla bu bayrama sabâhı
*
Bayramlar toplumun sevinç ve neşe günleridir. Temiz ve yeni elbiseler giyilir. Çocuklar ve yoksullar sevindirilir.
Bekir Sıtkı Erdoğan çocukluk yıllarına ait bir bayramı anlatır:
BAYRAM GECESİ
Bu gece bayram gecesi:
Her taraf mavi, pembe, mor…
Bu gece bayram gecesi:
İçim içime sığmıyor!
Görünüyor suyun dibi;
Mahalle, komşular, falan..
Her şey bıraktığım gibi,
Babamın öldüğü yalan!
Dördüncü kapı bizim ev,
Ben mangalın başındayım.
İki gözüm alev alev;
Bu gece on yaşındayım!
Sofalarda birer birer,
Karpuz lambalar yakılmış..
Gözüme uyku mu girer;
Aklıma “çın-çın” takılmış!
Her şeyi dizdim şöylece,
Fotinim, elbisem tamam..
Beni affedin bu gece,
Kirpiklerim, uyuyamam.
Bu gece bayram gecesi;
Her taraf mavi, pembe, mor..
Bu gece bayram gecesi;
İçim içime sığmıyor
*
Bayram bilhassa küçük çocuklar için sevinç kaynağıdır. Mahmut Küçük “Bugün Bayram” şiirinde çocuklara hitap eder:
Gülün, coşun oynayın;
Bugün, bayram çocuklar!
Haydi, koşun oynayın;
Bugün, bayram çocuklar!
Koşun çocuk parkına
Var, yaşama farkına
Yakılsın, el’e kına;
Bugün, bayram çocuklar!
Bayram sizin gününüz
Artmalı hep ününüz
Unutulsun dününüz;
Bugün, bayram çocuklar!
Harçlığı bolca alın
Bayram yerine dalın
Çocukluğa ün salın;
Bugün, bayram çocuklar!
Sen hiç öyle ağlama,
Karaları bağlama,
Yüreğimi dağlama?.
Bugün bayram çocuklar!
Doğrusu, bugün hoşsun
Bütün gün, böyle boşsun
Minik yürekler coşsun;
Bugün, bayram çocuklar! ..
*
Seyfet Bozçalı bayramın dînî ve sosyal boyutunu öne çıkarmış:
Gönüller huzur bula, bayram o bayram ola.
Kin, nefret rafa kalka, bayram o bayram ola.
Yoksullar giydirile, aç insanlar doyrula,
Muhtaç insan kalmaya, bayram o bayram ola…
Rabbim emri tutula, istenenler yapıla,
Herkes hakkını bile, nefise gem vurula,
Sevgi saygı var ola, insanlar kardeş ola,
Her şeyler paylaşıla, bayram o bayram ola…
Çocuklar sevindirile, öksüzler güldürüle,
Sade bayramda değil, yılda hergün anıla,
Doğu batı bir ola,Ülkemiz kalkındırıla,
Aşsız, işsiz kalmaya bayram o bayram ola…
*
Her gün bayram olabilir mi? Tefekkür, tezekkür ve bilinçle davranılırsa her gün bayram olabilir. İbrahim Çelikli öyle diyor:
Nefes almak bayramdır
Bayramdır; elden ayaktan düşmemek
“-Çok şükür bu günü de gördük” diyebilmek
Hayalleriyle avunduğun,
Sevdiklerinle geçen gün
Küsken barışmak,
Ayrıyken kavuşmak bayramdır
Beklediğin telefonun çalması,
Beklemediğinde sesi,
Ansızın karşına çıkıvermesi
Deli gibi burnunda tütenin
Boynuna sarılmak bayramdır
Dara düştüğünde çalınan dost kapısı
Beklemediğinden uzanan el
Alınan selam
Sürpriz paketinden çıkan hediye
Bayramdır
Tatlı bir şekerleme, üstüne örtülen battaniye
Saçlarını okşayan anne
Güne gülümseyerek başlamak
“İyi ki yanımdasın bak”
Yeni bir hayat! ne güzeldir
Ne güzeldir, bayram olduğunun farkına
Tadına varmak
Mehmet Karlı “Bayram” manzumesinde, insan ilişkileri bakımından bayramın önemini hatırlatır:
Bayramda el öper dua alırdım
Geldiğinde ne hoş olurdu bayram…
Hakkı diler hakikate giderdim
Önceden içime dolardı bayram…
Hısım akrabayı arar sorardım
Uzaktaysa haber gelir duyardım
Her mevsimde sanki açan bahardım
Ötelerden akıp gelirdi bayram…
Hasat sonlarında toplanır harman
Manevi atmosfer kullara derman
Yüce Mevla‘dandır bu büyük ferman
Ruhlarda temizlik saflıktır bayram…
Kudretinden şekillenmiş yapısı
Huşudadır âlemlerin hepisi
Her tarafa yayılıyor kokusu
Mutluluk saadet neşedir bayram…
Tüm kâinat nuru ile donanır
Mümin kullar bu birliğe inanır
Gizli imtihandır herkes sınanır
Cennete gidilen bir yoldur bayram…
Bayramda sosyal görevlerimiz de vardır. Bu konuda Fatma Macit’i dinleyelim:
Eşi, dostu bekletme,
Bayram olsun bayramın.
Hiç kimseye zehretme,
Bayram olsun bayramın.
Eğer küssen git, barış,
İyilikte hep yarış,
El içine çık, karış,
Bayram olsun bayramın.
Say ananı, atanı,
Düzelt varsa hatanı,
Sevme nifak katanı,
Bayram olsun bayramın.
Bayram nedir idrak et,
Bir ay sabret, bayram et.
Lâyıkınca ihyâ et,
Bayram olsun bayramın…