BEYAZIT YAZMA ESER KÜTÜPHANESİ’NDE MİNYATÜRLÜ MESNEVÎ-Î MANEVÎ NÜSHASI

BEYAZIT YAZMA ESER KÜTÜPHANESİ’NDE MİNYATÜRLÜ MESNEVÎ-Î MANEVÎ NÜSHASI

BEKİR ŞAHİN

Mevlânâ’nın yazmış olduğu eserlerin her biri hem tasavvufî hem de edebi açıdan büyük önem arz etmektedir. Bununla birlikte Mevlânâ’nın eserlerinden en meşhuru toplam altı defterden ( ciltten) oluşan Mesnevî-i Manevî ya da Mesnevî-i Şerif olarak bilinen kitabıdır. Kitabın “bir şeyi ikiye katlamak, çift yapmak” anlamına gelen “Mesnevî” ismini alması eserin nazım şeklinden kaynaklanmaktadır.

Şârihler Mesnevî adının hem kitabın şekline (sûret) hem de muhtevâsına (mâna) işaret ettiğini düşünmüşlerdir. Mesnevî adını, eserine bizzat Hz. Mevlânâ vermiştir. Aslında mesnevî, İslam edebiyatında; her beyti

kendi arasında kafiyeli, aynı vezinle yazılmış manzumelere verilen ortak bir isimdir. Ancak, mesnevî denilince; ilk olarak onun altı ciltlik bir hazine olan ve “Mesnevî-î Şerîfveya “Mesnevî-î Manevî” gibi isimlerle anılan eseri akla gelmektedir.

Mevlânâ eserine ayrıca “Keşşâfü’l-Ḳurʾân”, “Fıḳh-ı Ekber”, “Ṣayḳalü’l-ervâḥ” ve “Ḥüsâmînâme” gibi isimler de vermiştir. Bu eser 25.700 beyitten meydana gelmektedir ve çok az sayıdaki Arapça beyitlerle birlikte dili Farsça’dır 1.

Mesnevî, aslında Kurân âyetleri ile Hz. Peygamber’in hadislerinin açıklandığı ve özetlendiği İslâmî bir eserdir. Onu iki kelime ile en iyi bir şekilde özetleyen “Mağz-ı Kurân/ Kurân’ın Özü” ifadesi de bu gerçeği açık bir şekilde ifade etmektedir. Bu sebeple Mesnevî’ye “Mağz-ı Kur’an” yani “Kur’an’ın Özü” denmektedir2.

Kitabın Mesnevî adıyla yaygınlık kazanmasından sonra kelimenin geçtiği yerlerde çağrıştırdığı şey klasik şiirin mesnevî nazım şekli değil Mevlânâ’nın Mesnevî’si olmuştur. Mevlânâ’nın seyrüsülûkte bulunanlar için “irşad kitabı” olarak tanıttığı Mesnevî bir metnin insan ve toplumu nasıl dönüştürebileceğine örnek teşkil eder. Abdurrahman-ı Câmî’nin Mevlânâ için söylediği, “Peygamber değil fakat kitabı vardır” sözü Mesnevî’nin bu fonksiyonuna işaret etmektedir3.

Mesnevî’nin ne zaman yazılmaya başlandığına dair kesin bilgi bulunmamaktadır. Eflâkî ve Ferîdun Sipehsâlâr bu konuda herhangi bir tarih belirtmemekte, Sahih Ahmed Dede ise her cildin bitiş tarihini vererek (I. cilt 659 [1261]; II. cilt 663 [1265]; III. cilt 664 [1266]; IV. cilt 664; cilt 665 [1267]; VI. cilt 666 [1268]) eserin 666’da (1268) tamamlandığını kaydetmektedir. Bedîüzzaman Fürûzanfer, Sahih Ahmed Dede’nin bu rivayetini doğru kabul eder 4.

Resim 1: Bezmiâlem Valide Sultan’ın vakıf kaydı ve vakıf mührü. Mesnevî, Beyazit, 3480, v.1a

Farklı tarihler dikkate alınarak Mesnevî’nin yazımının sekiz- on yıl sürdüğü ve 666 (1268) tarihinde sona erdiği söylenebilir. Eserin yedi cilt olduğuna inanan İsmâil Ankaravî ise VII. cildin 670’te (1271) kaleme alındığını belirtir.

Eserleri, sohbetleri ve yetiştirdiği talebeleriyle Anadolu irfanının mayasını çalan büyük âlim ve mutasavvıf Mevlânâ, manayı şiir suretine büründürerek Hakikat ilminin şiir diliyle terennüm etmiştir. Bir yandan da âlem ve insan tasavvurunu, diğer yandan aşk, sabır, gayret, tevekkül, ilim, akıl, idrak, hakikat, suret, hicap, taklit gibi binlerce ahlâkî, edebî, ilmî kavramı hakiki manalarıyla tanıtmış; okuyucularda ortak bir anlayış ve tavır birliği oluşturmaya çalışmıştır. Mevlânâ, başta Osmanlı coğrafyası olmak üzere bütün İslâm dünyasında, hatta bütün dünyada etkili olmuş önemli bir mutasavvıftır.

Resim 2: Mesnevî, Ketebe sayfası ve 1153 (1740-41) tarihli mühür. Beyazit, 3480, v.302a

Mesnevî, Mevlânâ’nın vefatından sonra, özellikle Mevlevîliğin kurumsallaşması ve Mevlevîhanelerin ortaya çıkmasıyla Hindistan’dan Balkanlara dek uzanan geniş bir coğrafyada, yüzyıllar boyu mânevî ve edebî etkisini sürdürmüştür. Özellikle Osmanlı, İran ve Hint sahasında büyük teveccühe mazhar olan Mesnevî’nin dünya dillerinde başlı başına bir kütüphane oluşturacak kadar çok sayıda çeviri ve şerhi bulunmaktadır.

İslâm kültür ve tasavvuf edebiyatının şâheserlerinden olan Mesnevî Halifelerinden Hüsâmeddin Çelebi’nin Senâî ve Attâr seviyesinde bir mesnevî yazmasını kendisinden talep etmesi üzerine Mevlânâ “Bu fikir sizin kalbinize gelmeden evvel gayb âleminden manzum bir kitabın telifi kalbime ilham olundu.” diyerek;

Dinle neyden kim hikâyet etmede
Ayrılıklardan şikâyet etmede

mısralarıyla başlayan meşhur ilk on sekiz beyti sarığının içinden çıkarıp Hüsâmeddin Çelebi’ye uzatır. Mesnevî’nin telif süreci bu vesileyle başlar. Geri kalan bölümler ise yıllara yayılan bir zaman diliminde Mevlânâ’nın Hüsâmeddin Çelebi’ye dikte ettirmesiyle tamamlanmıştır. Mevlevîliğin zaman içinde kurumsallaşması ve Mevlevîhanelerin ortaya çıkmasıyla Hindistan’dan Balkanlara uzanan geniş bir coğrafyada mânevî ve edebî etkisi izlenen Mesnevî’nin dünya dillerinde bir kütüphane oluşturacak kadar çok sayıda çeviri ve şerhi bulunmaktadır. Son yıllarda Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı Mesnevî’nin 27 farklı dilde çevirilerini yayınladı.

Resim 5: Tarikat şeyhinin meclisi ve görevlilerin meclis için yemek hazırlaması. Mesnevî. Beyazit YEK 3480, v.1b-2a

Eserde bir yandan gönül ve şahsiyet terbiyesi, mârifetullah, muhabbetullah ilimleri, kulluğun zirve noktası olan aşk makamı; diğer yandan şeriat dairesinde kulluk pergelinin bir ayağının sabitkadem olması hususu aynı inanç ve iştiyakla anlatılır.

Bu manzum başucu kitabı, ele aldığı konuları ayetler, hadisler, enbiya kıssalarıyla temellendiren Mesnevî, İslâm dünyasında Kur’ân-ı Kerîm’in tefsiri, Hazret-i Peygamber’in sünnetlerinin bir şerhi ve ilhâm-ı ilâhî’nin değerli bir semeresi olarak kabul edilmiştir 5.

Eserleri, sohbetleri ve yetiştirdiği talebeleriyle Anadolu irfanının mayasını çalan büyük âlim ve mutasavvıf Mevlânâ, manayı şiir suretine büründürerek bir yandan âlem ve insan tasavvurunu, diğer yandan aşk, sabır, gayret, tevekkül, ilim, akıl, idrak, hakikat, suret, hicap, taklit gibi binlerce ahlaki, edebî, ilmî kavramı hakiki manalarıyla tanıtmıştır. Mesnevî’de, Mevlânâ’nın tefekkür sisteminin yanı sıra XIII. asra kadar İslâm dünyasında oluşan ve tekâmül eden düşünce sisteminin izlerini sürmek mümkündür.

İlhamını Kur’an’dan alıp yaradılış sırrını arayan her cana hakikat ilminin kapılarını aralayan Mesnevî’nin değişik nüshalarında Selçuklu’dan Osmanlı’ya hat, cilt ve süsleme sanatlarındaki tekâmülünün izlerini sürmek mümkündür.

Resim 6: Avlanan avcılar. Mesnevî. Kütüphanesi, Beyazit YEK 3480, v.302b-303a

Bu cümleden olarak, Mevlevîlik sadece düşünce alanıyla sınırlı kalmamıştır. Sanat alanında da derin izleri vardır. Neşvünemâ bulduğu her yerde, her dönemde güzel sanatlar akademisi görevini üslenerek İslâm sanatlarının pek çok dalı en güzel şekilde icra edilmiştir6.

Mevlânâ’nın Mesnevî-i Manevî Adlı Eserinin Minyatürlü BYEK’si Nüshası

Tüm dünyada asırlardır insanlığı etkileyen müstesna eserlerden olan, Mevlânâ’nın (ö.672/1273), vuslat ve yakîn sırlarını keşfetmede sâlike rehber olarak tanıttığı Mesnevî’nin nüshasının hikâyesi şöyledir: II.Mahmud’un zevcesi, Sultan Abdülmecid’in annesi olan Valide Sultan 1808-1853 yılları arasında geçen kısa ömründe birçok eser bırakmıştır. Bu eserler arasında bir matbaa birde kütüphane kurarak buraya değerli el yazması eserler bağışlamıştır. Bu eserler, kurmuş olduğu Valide Mektebi (Dârülmaarif) Kütüphanesi’nden, Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ne nakledilmiştir. Bezmiâlem Valide Sultan’ın vakfı olan diğer kitaplarda olduğu gibi Mesnevî’nin 1a ve 303b yapraklarında da altınlı yapraklarla çerçeveli bir madalyon içinde vakıf kaydı ve Valide Sultan’ın vakıf mührü vardır (Resim.2)7.

Eser Beyazıt YEK, Umumi 3480 Numarada Kayıtlıdır.

Mevlânâ Celâleddin Rûmî’nin (ö.1273) eserlerinden Mesnevî adıyla tanınan Mesnevî-i Manevîsi nefis tezhibli ve minyatürlü bir nüshadır.

Âharlı, nohudî renk İslâm kâğıdı üzerine siyah ve kırmızı mürekkep kullanılarak nesta‘lîk hattıyla Cemâziyelâhir 1018’de (10 Eylül 1609) istinsah edilmiş, müstensihin adı ve istinsah yeri ketebede yer almamıştır. (v.302a, res.2) Kitabın ebadı, 24×14.5 cm, yazı alanı 16.5×8 cm’dir. Minyatürlü sayfalar 16.5×10 cm, v.288b: 18.6×11.5 cm’dir. Metnin söz başları kırmızı mürekkepledir.

Dört sütun şeklinde tertip yazı alanı 23 satır olarak nesta‘lîk hatla yazılmış olup Zerefşân ile bezeli olup etrafı ve sütun araları altın, turuncu, mavi ve yeşil renkli cetvellerle çevrilidir.

Sayfa kenarlarında altın ve lacivert zemin üzerine vakvak8 üslûbunda desenler yapılmıştır. Sayfa kenarlarında altın ile halkâr tekniğinde bezeme mevcuttur. 1b, 2a, 17a, 56b, 96a, 130a, 159a, 178a, 209a, 288a, 302a ve 303a sayfaları minyatürlü olan nüshada müzehheb birçok sayfa vardır. Zahriye sayfasında altın çerçeveli bir madalyon içinde Valide Sultan’ın 1266 (1849-50) tarihli vakıf kaydı yazılı ve kaydın alt kısmında 1256 (1840-41) tarihli Bezm-i Âlem Valide Sultan’ın vakıf mührü ve vakıf kaydı vardır. (Resim. 1) 9.

Resim 10: Bindiği gemide hırsızlıkla itham edilen bir dervişin yolculara hitap etmesi. Mesnevî, Beyazit YEK 3480, v.90a

Bezmiâlem Sultan’ın sahip olduğu bu Mesnevî, dört yüz yıldan fazla sanatlı kitap üretim merkezi olan Şiraz nakkaşhanelerinin verimliliğinin kaybolduğu yılların bir ürünüdür denilebilir. Tasvirlerin resim kalitesi orta düzeyde olmasına rağmen, tezhiplerin zenginliği, kitabı en yakın benzerlerinden bile üst sıralara taşır. XV.yüzyıl ve sonrasından günümüze kadar gelebilen nadir minyatürlü ve olağanüstü zenginlikte tezhip tasarımına sahip bu Mevlânâ Mesnevî’si muhtemelen Fars bölgesindeki yüksek kültür sahibi Türkmen beylerden biri için hazırlanmıştır. Kitap bir şekilde İstanbul’a ulaştığında Bezmiâlem Sultan için İstanbul sahaf esnafından satın alınmış veya Valide Sultan’a hediye edilmiş olmalıdır.

Nüsha, mesnevî nazım şekliyle yazılmış, İslâm kültür ve edebiyatının tesiri asırlar boyunca artarak devam eden en önemli edebî ve tasavvufî eserlerinden olan Mesnevî’nin tamamını muhtevidir10.

Mesnevî’nin müzehhep nüshalarının aksine, minyatürlü nüshalarının kütüphanelerde az sayıda olması Mesnevî’nin İslam dünyasının sanatlı kitap üretimi yapan nakkaşhanelerinde tasvir edilmek için tercih edilen edebî

eserler arasında olmadığını gösteriyor. Bunun sebebi, resimli kitabı talep eden çevreler için eğlenceli, romantik aşk hikâyeleriyle örülmüş, doğaüstü olayların ve kahramanlık öykülerinin peş peşe anlatıldığı eserler; özellikle de Genceli Nizami’nin eseri “Hamse” ile Tuslu Firdevsi’nin “Şahnâme”sinin tercih edildiğini bu kitapların günümüze gelen tasvirli örneklerine dayanarak söylenilebilir.11

Mesnevî’nin Tezhipli Sayfaları ve Mesnevî’nin Hikâyelerinin Miyatürleri

Mesnevî’de her defterin ilk sayfasına farklı unvan tezhip yapılmıştır. Bu tezhiplerin ortak olan tarafı, enli pervazın içini dolduran kartuşların arasındaki daireler “vak- vak” deseniyle süslenmiştir (v.2b-3a, res. 5).12

Bu mesnevî nüshasını önemli kılan husus minyatürlü olmasıdır. Çünkü ülkemizde ve dünya kütüphanelerinde minyatürlü mesnevî nüshalarına pek rastlanmamaktadır.

Kitabın başında, karşılıklı iki sayfada tasarlanmış takdim tasvirinde sağ sayfada dergâh avlusunda bir tarikat şeyhinin meclisi ve sol sayfada avluda misafirlere yemek hazırlayan görevliler tasvir edilmiştir (v.1b-2a, res. 9).

Diğer minyatürde, Süleyman peygamberin huzurunda hüthüt ile karganın tartışmasını betimleyen bir minyatürdür. (v. 17a, res.11).

Mesnevî’de Hz. Muhammed ile ilgili hikâyelerden biri; onun peygamberliğine inanmayan bir annenin Hz. Muhammed’in huzuruna gelmesi ve iki aylık çocuğunun, Hz. Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğunu söyleyerek konuşmaya başlaması hikâyesi burada resmedilmiştir. (v.130a, res.15)

Bir başka minyatürde de Hz. Muhammed’in peygamberliğine inanmayan bir annenin Hz. Muhammed’in huzuruna gelmesi ve iki aylık çocuğunun, Hz. Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğunu söyleyerek konuşmaya başlaması hikâyesi resmedilmiştir. (v.130a, res.15) Yan tarafta diğer minyatürler ve unvan sayfa tezhipleriyle ilgili bilgiler resim alt yazılarında verilmiştir.

Kaynakça

ALKIŞ, Abdurrahim, Mesnevî’nin İnşâsında Ve Mevlevîliğin Müesseseleşmesi Sürecinde Çelebi Hüsâmeddin’in Yeri-Dicle Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi, cilt 13, sayı 2, 2011.

Bedîüzzaman Fürûzanfer, Mevlâna Celâleddin (trc. Feridun Nafi z Uzluk), İstanbul 1990, s. 213).

CEYHAN, Semih , “Mesnevî”, DİA, XXIX, 325-334, Ankara 2004.

Meryem Suresi 29-30-31.

TANINDI, Zeren, Bezmiâlem “Valide Sultan’ın Kitap Hazinesi’nden Musavver ve Müzehhep Bir Mesnevî”, Bir Ömür Tarih: Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu’na Armağan, 2022.

TENİK, Ali . “Mevlânâ’nın Mutasavvıf Şâirlere Etkisi: Ahmed Kuddûsî Örneği”. Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 18 / 18 (Aralık 2007):

TERZI, Arzu, “Bezmiâlem Valide Sultan”, İstanbul, 2018,

GÜLLÜCE, Hüseyin. (2008). Mesnevî’de Temsîlî Anlatım ve Hikâye ve Temsîllerle Kurân Âyetlerinin Açıklanması . Erdem , ERDEM 50. SAYI , 129-160 .
Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/erdem/issue/43897/540389

YILDIZ, Erhan, Hüseyin Kutan, Ferruh Özpilavcı Anadolu Ârifl eri ve AlimleriYazma Eser Sergi Kataloğu, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, İstanbul 2022.


  1.  CEYHAN, Semih , “Mesnevî”, DİA, XXIX,Ankara 2004, s. 326.
  2. Güllüce, H. (2008). Mesnevî’de Temsîlî Anlatım ve Hikâye ve Temsîllerle Kurân Âyetlerinin Açıklanması. Erdem, ERDEM SAYI, s.129.
  3. CEYHAN, Semih , “Mesnevî”, DİA, XXIX,Ankara 2004, 326.
  4. Bedîüzzaman Fürûzanfer, Mevlânâ Celâleddin (trc. Feridun Nafiz Uzluk), İstanbul 1990, s.
  5. ALKIŞ, Abdurrahim, Mesnevî’nin İnşâsında Ve Mev- levîliğin Müesseseleşmesi Sürecinde Çelebi Hüsâmed- din’in Yeri, Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt 13, sayı 2, 2011, s.337.
  6. ŞAHİN, Bekir, Mevlâna İstifli Hat Levhaları Albümü, Konya 2007, s.7
  7. ŞENTÜRK, Süheyla, Volkan Gülçek, Devlet Kütüphane- si 125 Yaşında: 1884-2009 (haz. İstanbul 2010, 69,70.
  8. “Vakvak deseni; desenler ismini dallarının ucunda çeşitli yaratık başları olan ve Vak! Vak! diye ses çıkaran efsanevi bir ağaçtan alır. 21
  9. YILDIZ, Erhan, Kutan, F. Özpılavcı, Anadolu Ârifleri ve AlimleriYazma Eser Sergi Kataloğu,Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, İstanbul 2022,s.88.
  10. TANINDI, Zeren, Bezmiâlem “Valide Sultan’ın Kitap Hazinesi’nden Musavver ve Müzehhep Bir Mesnevî”, Bir Ömür Tarih: Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu’na Armağan, s.81,82.
  11. TANINDI, Zeren, Bezmiâlem “Valide Sultan’ın Kitap Hazinesi’nden Musavver ve Müzehhep Bir Mesnevî”, Bir Ömür Tarih: Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu’na Armağan, 2022, 239.
  12. TANINDI, Zeren, Bezmiâlem “Valide Sultan’ın Kitap Hazinesi’nden Musavver ve Müzehhep Bir Mesnevî 2022, 241

Dârülmülk Konya 2. Sayı

Array