Şiir ve Din: 13
İnsanın maddî ve mânevî olmak üzere iki yönü vardır ve her ikisinin de bir takım ihtiyaçları bulunmaktadır. İhtiyaçların karşılanması tatmin ve huzûru sağlar. Maddî mânadaki tatmin ve huzur sınırlıdır. En zevkli şeyler bile bir süre sonra bıkkınlık vermeye başlar.
Mânevî tatmin ve huzur, maddî olandan daha üstündür. En büyük mânevi huzur ve mutluluk ise,Hak Taâlâ ile gönül yakınlığı kurmaktır. Tâbir câiz ise O’nu içinde bulmaktır. Esâsen O insana “şah damarından daha yakındır.” Mühim olan bizim O’na yakınlığımızı hissedebilmemizdir.
İşte bilinen ibâdetler dışında, kişinin Allah’la bağlantısını sağlayacak en önemli imkânlardan birisi “duâ”dır. Duâ, kısaca Allah’a yalvarma, O’na niyazda bulunma demektir. Vâsıtasız, doğrudan doğruya Yaratıcı ile münâsebet kurma, O’na hâlini arz etme, O’nu yanında hissetmedir. O’nunla rûhî-mânevî yakınlık içinde olmadır. Dolayısıyle büyük bir huzur ve mutluluk kaynağıdır.
Cenâb-ı Hak “Bana duâ ediniz size icâbet edeyim.” (Mü’min 40/60),yani duânıza cevap vereyim buyurur. Bir başka ayette “En güzel isimler Allah’ındır o halde O’na o güzel isimlerle duâ edin” (A’raf 7/180) buyrularak yol gösterilmektedir.
Edebiyatımızda duâ şiirleri epey bir yekûn tutar. Karacaoğlan içten bir seslenişle Cenab-ı Hakk’a şöyle yalvarır:
Kadir Mevlâm senden bir dileğim var
Muhannes kuluna muhtaç eyleme
Cennet-i âlâyı nasib et bana
Sırat köprüsünde yolum bağlama
Halk şâirimiz ölümün sıkıntısını hatırlar ve o hengâmede Allah’ın yardımını diler:
Kapımıza kara deve çökünce
Fırtınası şol alemi yıkınca
Cehenneme kul seçilip çıkınca
Kadir Mevlâm o kullardan eyleme
Ahiret hayatı ebedîdir. Orada mahşer, hesap, kitap, cennet, cehennem vardır. İnanmış insan için, âhiret mutluluğu her şeyden önemlidir. Şâirimiz Yüce Rab’ten öbür dünyada kolaylıklar ihsan etmesini niyaz eder:
Kadir Mevlâm ateş atma özüme
Dünyâ malı görünmüyor gözüme
Kadir Mevlâm sen bak benim yüzüme
Cehennemin ateşiyle dağlama
Karac´oğlan hata çıkmaz dilimden
Kocadım da hayır gelmez elimden
Kadir Mevlâm asla geçmez kulundan
Deli gönül ah çekip de ağlama
Bu halk şiirinin en içten, en samîmî mısraı “Kadir Mevlâm asla geçmez kulundan” ifâdesidir. Bu, tam da mü’mince bir sözdür. Sık sık tekrarlarız: “Yaratmak sevmek demektir.” Hak Taâlâ yarattığı kulunu sever, ondan vazgeçmez. Zâten O’nun isteği kulun kendine dönmesidir. Bir karış yaklaşana, bir arşın yaklaşacağını müjdelemektedir.
Feyzi Halıcı bir duâ hâlinin mutluluğunu anlatır. Bu sırada duyduğu mânevî hazzı âdetâ bir tablo gibi resmetmiştir. “Seher vakti”, gecenin sonunda şafak sökmeden önceki zaman dilimidir. Tam bir sükûnet ve dinginlik ortamıdır. “Her gece bir gül açar, her seher bir bülbül öter” diye de tasvir edilir. İbâdetler ve duâlar için elverişli bir vakittir. İnsan seher vakitlerinin sessizliği içinde, her türlü düşünceden soyutlanarak el açıp Hakk’a yönelebilir. O sakin ortamda bütün içtenliği ile Allah’a döner. Samimiyeti ölçüsünde de karşılık bulur.
Şâirimiz Feyzi halıcı duygularını şöyle dile getirir:
DUA
Yükselir semâya doğru ellerim,
Mâvi gecelerin seher vaktinde.
Hakk’a kanat açar hep emellerim.
Mâvi gecelerin seher vaktinde…
Kaybolur kederim, kaybolur âhım,
Gözümden yaş olur, akar günâhım.
Bana daha yakın olur Allah’ım,
Mâvi gecelerin seher vaktinde…
Bakışlarım yanar yanar tutuşur.
Parlarken semâda bir ilâhî nur.
Gönlüm dile gelir, gönlüm konuşur,
Mâvi gecelerin seher vaktinde…
Bir uhrevî his var mı ki dünyada,
Bulunsun tadı bir ulvî duâda.
Ne mutlu Allah’ı getirmek yâda,
Mâvi gecelerin seher vaktinde…
*
Duâlarla başladık. Mustafa Necati Bursalı’nın “Münâcat” şiiriyle bitirelim. “Ver bize ey Rabbimiz” diyor:
Merhamet, vefâ, insaf,
Kalbleri duru ve saf,
Nûr, bağış, mağfiret, af,
Ver bize, ey Rabbimiz!..
Güzel huy, sabır, sebat,
Gönülde şevk, dilde tat,
Nîmetlerini kat kat,
Ver bize, ey Rabbimiz!..
Nefs tende kurmuş pusu,
Yok onun hiç korkusu,
Nebinin havzından su,
Ver bize, ey Rabbimiz!..
Bitsin tipi, bitsin kış,
Sulh, sükûn, huzur, barış,
İhlâslı bir yakarış,
Ver bize, ey Rabbimiz!..
Varlık büyük mûcizen,
Sensin kaderi çizen,
Selâmet, dirlik, düzen,
Ver bize, ey Rabbimiz!..
Basîret, hikmet nûru,
İç ve gönül huzûru,
O İslâmî şuûru,
Ver bize, ey Rabbimiz!..
Çözülmesin bu demet,
Çektirme çile, zahmet,
Dalga dalga bir rahmet,
Ver bize, ey Rabbimiz!..
Sâlih amel, iyi hâl,
İmanımızda kemâl.
Nur gündüzü bir cemâl.
Ver bize, ey Rabbimiz!..
Emel ve arzûmuz şu:
Safâ, tevâzu, huşû,
Kalbde muhabbet kuşu.
Ver bize, ey Rabbimiz!..
Sensin yüce. Sensin tek,
Sensin hep güldürecek,
Balları petek petek,
Ver bize, ey Rabbimiz!..
#Mehmet DEMİRCİ