DUDAKLARIN NEDEN SUSUZ
“Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. İsra.70.”
Ey insan! Madem şerefli kılındın ve şeref bahşedildiysen şeref ve itibar üzere yaşa. Şerefine yakışır işlerle meşgul ol. Vaktini şerefli insanların yaptığı gibi değerlendir. Yediğin, içtiğin, gezdiğin yerler, oturup kalktığın insanlar, kendine layık gördüğün işler, ameller buna mütekabil olsun.
Dur hemen itiraz etme.
Eğer şerefliysem bu yaşadıklarım ne, içinde bulunduğum şartlar, bana reva görülenler demeye başlama.
Kader ve imtihan icabı üzerine toz bulaşırsa silkele. Ya da tozunu pasını giderecek bir usta ara.
Defineler de bazen imtihan icabı viranelere gizlenir. Toprağa gömülür, üzeri olmayacak şeylerle kapatılıp gizlenir. Ben değersizim, kıymetsizim derler mi onlar? Nasılsa bir kıymet bilen bulup ortaya çıkaracaktır. Sabır.
Viranelerde kaldım diye endişelenme. Zor günler insanın değerini azaltmaz. Yusuf kuyuda kıymetinden kaybetmedi. Nice define arayıcıları vardır ki viraneleri didik didik eder. Sabırla bekle. Uyanık ol. Kuyuya sarkacak ipe odaklan.
Kışın yaprağını döken ağaç baharda yeniden çiçek açar.
Ola ki yanıldın. Yanlış yerlere sürdün atı. İse pasa günaha bulandın. Tövbe et. Şeref bahşedene sığın.
“Sana kevseri verdik. Kevser.1.” buyurdu.
O zaman hala niye susuzsun?
Yoksa Firavun musun ki kevser, sana Nil gibi kan oluyor, pisleniyor a illetli adam. Mesnevi.5. 1233.
Yaşadığın hayat kan gibi kıpkırmızı kesiliyorsa, içinde kurban edilecek kuşlar var. Tabiatta firavunluk var. Eğilmemiş baş, mutmain olmamış bir nefis var.
Öyleyse tövbe et. Sonra da:
Düşmanlardan vazgeç. Onun testisinde kevser suyu yoktur. Kimi, kevserden benzi kızarmış görürsen onunla düş kalk, onun huyuyla huylan. Çünkü o, Muhammed sav huyuyla huylanmıştır.
Böyle yap da “Allah için sever” lerden sayıl. Çünkü Ahmet’in sav ağacında biten elma ondadır.
Kimi, kevser içmemiş dudağı kuru görürsen onu ölüm ve sıtma gibi düşman say. Baban anan bile olsa o, hakikatte senin kanını içen bir düşmandır.
Bunu, Halil’den as öğren. O, önce babasından bizar oldu. Mesnevi. 1235-40
Tövbe et, sonra da eşini dostunu Kevserden sulanmışlardan seç.
Allah için sev, düşmanlığın da Allah için olsun.
Bahsettiğimiz yolun anahtarı da Lailahe illallah dır. Yolu bulduran şifre ve parola budur. Diline dola. Gönlüne doldur. Sonra da tövbe edip yola gir. Allah için sevenlerden yoldaş edin.
Sana şeref bahşedene sığın. Şerefine sahip çık.
Merak et, nefsini, eşyayı, dünyayı.
Virane de olsan kaz kendini.
İbrahim Tenekeci’nin dizeleriyle bitirelim:
#Faik Özdengül“Allah biliyor ya
benim şaşkınlığım sizinkine benzemez
hayrete düşürür beni umursamadığınız şeyler
mesela ırmağa binen balık
güneşi sırtında taşıyan dağ
ve peribacaları, avurtları çökmüş kayalar
ve sarışın semazenler, ayçiçekleri
hayrete düşürür beni.merakım da sizinkine benzemez
şöyle seslenirim bazen:
yağmurkuşu bana bir şeyler söyle
deli ırmak ne fısıldar denize.”