Hintli Hintçe, Sintli Sintçe, Çoban Çobanca, Musa Musaca

 Hintli Hintçe, Sintli Sintçe, Çoban Çobanca, Musa Musaca

Hazreti Musa bir gün dua eden bir çobana rastladı. Çoban ellerini açmış Allah’a yalvarıyordu. Hazreti Musa kulak verince bir de ne görsün, çobanın her bir cümlesi saçma, sapan, olmayacak, söylenmeyecek sözler.

“Ey Huda! Ey ilah!” diyor ve şöyle devam ediyordu

“”Neredesin sen, seni görsem, sana kulluk eylesem”

“Saçlarını tarasam bir güzel, çarığını dikiversem”

“Daima hizmetinde bulunsam, çamaşırlarını yıkasam”

“Sabah akşam sütünü getirsem yemeğini hazırlasam”

“Ayaklarını ovsam, ellerini öpsem”

“Akşam uykun gelince yatağını sersem”

“Bütün koyunlarım ve keçilerim sana fedadır”

“Ha!” “Hu!” diye bağrışım zikrimdir, sanadır”

Hazreti Musa çobanın söylediklerini dinleyince kulaklarına inanamadı. Emin olmak için sordu;

“Ey Çoban! Bu sözler kime” dedi

Çobanın cevabı şuydu “Bizi yoktan var eden için”

“Bu yeri bu göğü yaratıp veren için”

Hazreti Musa artık emin olunca, Çobana başladı anlatmaya. “Sen ne gafil adammışsın behey şaşkın, böyle dua mı olur, Cenabı Hakk’a böyle hitap mı edilir? Söylediğin şeylerin hepsi baştan aşağıya hata, yanlış ve abes” dedi. “Kapat o ağzını, Müslüman olmadan dinden çıkıp kâfir oldun, ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin” diyerek azarladı. Sonra da her bir sözünü açıkladı.

“Çarık gibi, ayakkabı gibi şeyler sana gerektir, böyle şeylerden o münezzehtir. Çünkü öyle yüce öyle muallâdır ki böyle sözler ona karşı küstahlık olur. Kalbin kararır, kömüre döner de onun nuru bir daha parlamaz orada, sakın, sakın ola ki böyle saçma böyle küstahça sözlere bir daha yönelme” dedi. O hizmete de muhtaç değildir, süt içip beslenmeye büyümeye de, böyle ancak amcaya dayıya seslenilir. Kullar için söylenen şeyler ona söylenmez, çünkü layık ve uygun olmaz. “Hasta oldum gelmedin” şeklinde bir kutsi olacaktı diye itiraz edecek olursan, o söz bir remizdir. “Yoksullara duyulan sevginin remzi“dir. Keza “Benimle Görür benle işitir”   kutsi hadisi de böyledir. “El gibi ayak gibi uzuvlar bize göredir belki övgüdür” / “Fakat Hakka böyle bir hitap uygun değildir” Hazreti Musa’nın bu uyarıcı sözleri üzerine Çoban;

“Ey Musa!” dedi “Sen ağzımı bağladın”

“Ansızın gelen pişmanlıkla canımı yaktın”

Dedi ve “Ah u zar ederek gömleğini yırttı” sonra “Ağlayıp inleyerek çöllere düştü

Çoban gittikten sonra Hazreti Musa’ya Cenabı Hak’tan vahiy nazil oldu. “Bir kulumuzu bizden eyledin cüda” dedi. Bir kulumuzdan ayırdın bizi.

“Kavuşturmaktan başka Senden istenen neydi?”

“Bu hicrana yol açmanın nedir sebebi?”

“Gücün yettikçe ayrılık cihetine gitme sakın”

“Ayrılıktır en nahoş şey indinde Hakkın”

Kavuşturmaktan başka Senden istenen neydi?”

“Bu hicrana yol açmanın nedir sebebi?”

“Gücün yettikçe ayrılık cihetine gitme sakın”

“Ayrılıktır en nahoş şey indinde Hakkın”

Neden böyle diyecek olursan; Çünkü Cenabı Hak her bir kuluna kendine has bir özellik bahşetmiştir. Onun yarattığı her karakterin içinde en az bir güzellik mutlaka vardır. Bunlar da birbirinden farklıdır. Bazılarının methedişi diğer bazılarına göre yergi gibi gelebilir. Çünkü birine şeker tadında olan diğeri için zehirdir. İşte bu yüzden Cenabı Hak Hazreti Musa’ya şöyle buyurur;

“Kim nasıl vasf ederse etsin ister ulvi ister süfli”

“Yüceler yücesi zatım her zikirden müstağni

“Emirlerimde bana gelecek bir fayda yok”

“Her biri kullarıma ihsan ve cömertlik”

“Hintlinin methi ve zikri Hint sözcükleriyle”

“Sintlinin övgüsü de keza kendi dilince”

“Onların tespihleri banadır, beni anarlar”

“Ama o tespihle kendileri arınacaklar”

“Sanma ki baktığımız dildir veya kaaldir”

“Baktığımız sadece kalptir ve de hâldir”

“Söze huşu olsa da olmasa da bakmayız”

“Ancak kalpte huşu var mı ona bakarız”

“Çünkü kalp cevherdir söz ise araz”

“Asıl maksat cevherdir, değildir araz”

Şuara/88:

“O Gün ki, ne malın mülkün, ne de çoluk çocuğun bir yararı olmayacaktır; yalnızca Allah’ın huzuruna kötülükten korunmuş bir kalple çıkanlar (kurtulacaktır)!”