Hz. Mevlâna Düşüncesinde Barış Kavramının Sûfî Psikolojisi Açısından Tahlili
İbrahim IŞITAN
Öz
Sûfî gelenek, mânevî yaşamın merkezi olarak kalbi görür ve nefs ve ruhun kalbi ele geçirmek, kendi arzu ve isteklerini kalbe yerleştirmek için mücadele ettikleri gerçeğini kabul eder. Söz konusu bu mücadeleyi gerçekleştirmenin amacı nefsânî ve ruhânî arzu ve isteklerin insan benini ele geçirme arzusudur. Bu durumun yol açabileceği içsel kaosa karşı sûfî yaşam tarzının önerdiği model nefse karşı mücâhede etmek ve ruhî müşâhedeyi kazanmaktır. Böylece içsel barış sağlanır, bireysel ve sosyal planda sağlıklı davranış kalıpları elde edilir. Bu çerçeveden bakıldığında yaşadığı dönemden itibaren günümüze kadar Doğu ve Batı dünyasında etkisini sürdürmüş olan Mevlâna Celaleddin Rumî’nin barış değer yargısının oluşmasındaki katkısı yadsınamaz bir durum arz etmektedir. Dönemindeki siyasi ve sosyal olayların karmaşıklığı karşısında Hz. Mevlâna barıştan yana tavır almış, sosyal anlamda barışın gerçekleşebilmesi için içsel barış ortamının sağlanması gerektiğine vurgu yapmıştır. Biz de bu tebliğimizde Hz. Mevlâna düşüncesinde bireysel ve sosyal barışın sağlanmasının ilkelerini kısaca ele aldık.
#İbrahim IŞITAN