Nerede dert varsa deva oraya gider, nerede yoksulluk varsa nimet oraya varır. Müşkül neredeyse cevap oradadır, gemi neredeyse su orada! Suyu az ara, susuzluğu elde et de sular yukardan da coşsun, aşağıdan da fışkırsın! Mesnevi.
Sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Ölümle aramızdaki perde inceldi. Önceden sağır kesildiğimiz davul iyice yaklaşıp yok sayamayacağımız kadar yakından çalıyor.
Yaşamak lezzetini alan, ayrılık tohumlarını eken gerçekle yüzleşmek nefsimize ağır geliyor.
Psikiyatrist bir arkadaşım şöyle söyledi iki gün önce: “kaygıdan dolayı intiharların artmasından endişe ediyorum.” İnsan tuhaf varlık ölüm bile kendi kontrolünde olsun istiyor. Kendisine silah doğrultulunca öleceksem de bunu ben yaparım diye kendi kafasına sıkmayı tercih ediyor.
Oysa yaşamak dediğimiz şey zıtlıklar üzerine kurulmuştur. Dert aslında derman içindir. Yaşadıklarımız içinde cevabı barındıran müşküller olmaz mı?
Yusuf neden kuyuya düştü?
İnsanlar ikiye ayrılıyor: Bir kısmı Yusuf kuyuya düşünce hayatı kuyudan ibaret sayıyor, diğerleri kuyudan sonrasına odaklanıyor.
Hayat, Yusuf’u kuyuya düşüren kötülükler ve hasetten ibaret bir savaş alanı mı? Yoksa zaman zaman düşülecek kuyulardan sabırla geçilerek selamete ulaşılan bir gölgelik mi?
Bizden öncekiler düştüler ve geçtiler. Biz de aynı yerden geçiyoruz. Nihayetinde, öncekiler de sonrakiler de aynı yerde toplanacaklar. Toplanma yerinde gülümseyerek birbirimize benzer hikayeler anlatacağız.
Gam görünce istiğfar et. Çünkü gam, Allah emriyle tesir eder. Mesnevi.
Her gam, her kuyu, istiğfar merdiveniyle aşılır. Yani derdi veren cebine derman da koyar. Bunu bilenler, gam görünce orasını burasını yoklayarak ceplerine gizlenmiş mektubu arar.
Belki de oyuna eğlenceye dalıp kim olduğunu ve asıl işini unuttun ya da ihmal ettin. Mesnevide Hz Mevlana tavşancıl kuşunun hikayesini anlatır. Peygamber sav abdest alırken ayakkabısını kapıp yukarı uçan kuş. Sonra yukarıdan ayakkabıyı ters çevirir de içinden zararlı bir hayvan yere düşer. Peygamberi korumak için önce ayakkabısını aşırıp belayı defettikten sonra iade eder. Hz Mevlana bunu anlattıktan sonra şöyle der:
Ey can o hikaye Allah hükmüne razı olasın diye sana ibrettir. İbret al da kötü bir işe düşünce aklını başına devşir, ye’se düşme hüsnü zanda bulun! Başkaları, o hadiseden korkup sapsarı kesilse bile sen aldırış etme. Fayda zamanında da ziyan zamanında da gül gibi gülmeye bak! Gülün yapraklarını birer, birer koparsan da yine gülmeyi bırakmaz, yine solup gamlanmaz. Bir dikenden niçin gama düşeyim? Zaten bu gülmeyi diken yüzünden buldum der. Mesnevi.
Allah merhametlidir. Yegane hüküm ve hikmet sahibidir. İnsan ölümlüdür. Acizdir. Görevi kulluktur. Sınanacaktır. Bu önceden söylenmiştir kendisine.
Hayat öncesi ve sonu olmayan anlardan oluşur. Gelecek kaygısı tek bir nefesine bile hükmedemeyen insanın kendisini abartmasından başka bir şey değildir. İnsana emanet edilen şey ancak andır. Çünkü gelecek henüz gelmemiştir. Sufi vaktin oğludur der Hz Mevlana bu yüzden.
Sınamak ve sınanmak insanın da pek ala bildiği ve kullandığı bir yöntemdir. Eğitim hayatından, iş hayatından tutun da hayatın her anında sınanmalardan geçtiğimiz bilinen bir gerçektir. Nitekim insan bunu da yine Allah’tan öğrenmiştir. Hayatınızda elde ettiğiniz her ne varsa bu bir sınanmanın sonucudur.
Allah’ın verdiği mihnet ve cefayı da Peygamberin pabucunu kapan tavşancıl say. Allah “ Kaybettiğiniz şeylere eseflenmeyin hatta kurt gelse de keçinizi yese bile” buyurdu. O bela daha büyük belaları defetmek o ziyan daha dehşetli ziyanları men etmek içindir. Mesnevi.
O yüzden, yüzleştiğimiz sıkıntılara yüklediğimiz anlamları, yeniden değerlendirme zamanları gibi görelim yaşananları. Yolcuyuz ve yolculuğun en büyük armağanı keşfetmektir. Keşfetmekse içinde zorluklar barındırır. Hakikatse en büyük keşiftir. Kaşifler her zaman zorlukları bilerek çıkarlar yola.
Yolcu sana da bir sıkıntı bir gönül darlığı geldi mi alevlenme meyus olma…senin için muvafıktır o. Mesnevi.
Adem kuyusundan tevbe ve istiğfarla çıktı. Yusuf kuyuya düştüğünde zaten Mısır onu arıyordu. Bizim için imtihan kuyusu ören emin ol Mısır’ı çoktan yarattı.
Sabret ve kim olduğunu unutma.
Eğer unuttuysan bu gafletine tövbe et.
İlahi takdir icabı olarak sana belalar gelince eseflenme! Bu kahırlar yüzünden elindeki sermayeyi sevgiliye bağışlarsın. Mesnevi.
#Faik Özdengül