Mahmud Cemil Bey – Hattat, Şair

Mahmud Cemil Bey ö(. 1332/1914)

(Hattat, Şair)

TEKKE KAPISI – BAYRAM ALİ KAYA

Mahmud Cemil Bey, 1249 yılının Zilkâde ayında (Mart-Nisan 1834) Üsküdar’da doğmuş olup babası Mâbeyn Kâtibi Vassâf Efendi, annesi ise Per­tev Paşa’nın kızı Cemile Hanım’dır. Atik Ali Paşa Sıbyan Mektebi’ni bitirdik­ten sonra müderrislerden Ankaralı Mustafa ve Manisalı Hüseyin Efendiler­den akâid şerhine kadar ders görmüş,996 Hoca Neş’et’in öğrencilerinden Fars­ça hocası Hoca Fidâ Efendi’den Farsça okumuş, Sultan Abdülmecid’in hat hocası Tâhir Efendi’den sülüs ve nesih hatlarını meşk ederek icâzet almıştır. Hoca Nasuh ve Hoca Râif gibi hattatlardan ayrıca farklı yazı çeşitlerini de öğrenen Cemil Bey, 1267/1850-1851’de Meclis-i Vâlâ Tahrîrat Odası’na tâyin edilmek sûretiyle devlet memuriyetine girmiştir. Bu arada Saffet Paşa’nın kâtibi olarak Bükreş’e de giden Mahmud Cemil Bey, dokuz ay sonra dönmüş ve ilk memuriyetinden yaklaşık dört beş yıl sonra bu kez Hâriciye Mektûbî Odası’na nakl olunmuştur. 1282/1865-1866’da mütemâyiz rütbesiyle Âmedî Odası’na memur tâyin edilmiş, 1316/1898-1899’da Âmedî Muâvinliği’ne, 1319/1901-1902’de ise Dîvân-ı Hümâyûn memuriyetine atanmıştır. Mayıs 1320/Mayıs-Haziran 1904’de emekliye ayrılan ve çeşitli rütbe ve dereceler­de altın ve gümüş madalyalarla taltif edilen Cemil Bey, 3 Rebîülevvel 1332 (30 Ocak 1914) tarihinde İstanbul’da vefat etmiş ve Yahyâ Efendi Dergâhı hazîresinde vâlidesinin yanına defn olunmuştur.997

Kaynaklarda “orta boylu, güzel yüzlü, temizliğe aşırı dikkat eden, musallî, iffetli ve vakûr bir şahsiyet” olarak tarif edilen ve aynı zamanda “ehl-i tarîk bir zât” olduğu belirtilen Cemil Bey, önceleri Nakşibendiyye’den Nûri Efendi’ye, onun vefatı üzerine ise Yenikapı Mevlevîhânesi şeyhlerinden Os­man Selâhaddin Dede’ye intisap etmiştir. Hattatlığının yanı sıra şairlik yönü de bulunan Cemil Bey, İbnülemin’in bildirdiğine göre “mazmun-perdâzlığı seven bir şair” olup şiirlerinde mahlas olarak babasının ismini kullanmak-taymış. Şiirleri basılmayan Mahmud Cemil Bey’in, yine İbnülemin’in belirt­tiğine göre, önem vermediği için eserlerinin çoğu kaybolmuş olup şiirleri­nin bir kısmını içeren Mecmûa ise kızında bulunmakta imiş.998 İbnülemin’in verdiği şiir örneklerinden hareketle, Cemil Bey’in şairlik yönünün pek güç­lü olmayıp aynı zamanda nazîreciliğe meyilli bir şair olduğunu söylemek mümkündür.

Şiirlerinden Örnekler

Kıt‘a

Kıl tövbe seyyiâtına gözler kapanmadan
Vaktiyle gör hesâbını defter kapanmadan
Allah’dan günehlerine mağfiret dile
Semt-i icâbete açılan der kapanmadan999

Kıt‘a

Çeşm-i terimden eşk-i melâlim revân olur
Açmazsa gün yüzünden o mehveş nikâbını
Bârân sanma dökdüğü hasret sirişkidir
Ağlar felek de görmez ise âfitâbını1000

Gazel-Nazîre

Rûh-ı hüsn-i melâhat olmuşsun
Reng-i vech-i letâfet olmuşsun
Nâzenînim melek misin acaba
Ne mücessem letâfet olmuşsun
Kudret-i fâtıra neler yaradır
Sen de bir nûr-ı fıtrat olmuşsun
Deme âşüfte-i cemâlin için
Hayf esîr-i muhabbet olmuşsun
Görüp âyînede güzelliğini
Sen dahi vakf-ı hayret olmuşsun1001


996  İbnülemin Mahmud Kemâl İnal, a.g.e., I, 226; Cemil Bey’in doğum tarihi TDEA’daki madde­de 1824 olarak verilmektedir (bk. “Cemil Bey”, TDEA, İstanbul 1977, II, 40).

997  İbnülemin Mahmud Kemâl İnal, a.g.e., I, 226-227; “Cemil Bey”, TDEA, s. 40.

998  İbnülemin Mahmud Kemâl İnal, a.g.e., I, 227; “Cemil Bey”, TDEA, s. 40.

999  İbnülemin Mahmud Kemâl İnal, a.g.e., I, 227-228.

1000  İbnülemin Mahmud Kemâl İnal, a.g.e., I, 227-228.

1001  İbnülemin, bu gazelin Tâhir Selâm Bey’in aynı kafiye ve redifteki gazeline nazîre olduğunu belirtmektedir (bk. İbnülemin Mahmud Kemâl İnal, a.g.e., I, 228).