MESNEVΑDE AŞK VE TEVHÎD İLİŞKİSİ – Rifat Okudan

MESNEVΑDE AŞK VE TEVHÎD İLİŞKİSİ

Rifat Okudan

Din dili ihtiva ettiği konuları yüklenmek için çeşitli dolaylı anlatım türlerini kullanır. Tabiî bir dilin önceden bulunduğunu kabul eder ve onun yerine geçmeyi düşünmeden bizzat o dili kullanır1. İşte bu hal, din dilinin gerçekleştiğinde mecâz, istiâre, kinâye, remz (: sembol) ve hakîkat kullanımı bakımından incelenmesini gerektirmektedir.
Dilin dayandığı ilk temel olan lügat, -biz bununla en genel anlamıyla lügat ilmini kasdediyoruz- hakîkat ve mecâzın her ikisini de kuşatır. Yolun metni olmadığı halde Arablar, ―Filan adam yolun metnine (: ortasına) kurulup oturdu, dedikleri gibi, yine gecenin perçemi olmadığı halde gece hakkında da, ―gecenin perçemi (: karanlığı) ihtiyarlayıp ağardı, ifadesini kullanırlar. Dolayısıyla arslandaki korkusuzluk ve cesaret manası ile müsteârun leh‘deki cesaret ve korkusuzluğun mana ve muhtevası aynıdır. Fakat müsned-i ileyhler ile cesaret ve korkusuzluğun vuku bulduğu süreçler değişiktir. Bu nedenle Allah hakkında insani vasıflandırmalarla konuşma, mecâza dayanması şartıyla meşru olur. İşte bu türlü ifadelerin çoğu temsîlîdir.

Bir yanıt yazın 0