Mücâhidîn-i Mevleviyye Alayı

VELED ÇELEBİ’NİN BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI YILLARINDA SURİYE-FİLİSTİN CEPHESİNDE TUTTUĞU NOTLAR

Mehmed Bahâeddin Veled Çelebi İzbudak, (ö.Ankara,1953) Mevlâna soyundan gelen, Mevlevî muhitinde bu kültürle yetişmiş olan bir kişidir. Son dönem Mevlevîlik tarihinin önemli simalarından biridir. Mevlevî kimliğinin yanısıra dil ve edebiyat çalışmalarıyla ve özellikle Mesnevi tercümesiyle tanınmış bir zattır.

1867 yılında Konya’da doğmuş olan Veled Çelebi, çocukluk ve ilk gençlik yıllarını bu şehirde geçirdikten sonra bilgisini ve görgüsünü artırmak, ilmî ve kültürel çalışmalar yapmak amacıyla, genç yaşta geldiği İstanbul’da, gerek Mevlevî muhitinde, gerekse edebiyat, fikir adamları ve devlet yöneticileri arasında önemli şahsiyetlerle tanışmış; onların bir kısmından yakînen istifade etmiş ve bilhassa, benimsemiş olduğu Türkçülük ve Türkçecilik hedefi doğrultusunda araştırmalar yapmış, yazılar yazmış, birtakım eserler vermiştir. Uzunca bir süre devlet memurluğu ve öğretmenlik yaptıktan sonra önce Galata (1908-1910), sonra Konya Mevlâna Dergâhı’na (1910-1919) postnişin olarak atanmış ve çeşitli hizmetlerde bulunmuştur.

Hem baba, hem anne tarafından Mevlâna torunu olan Veled Çelebi’nin Konya Mevlâna Dergâhı’nda, bütün Mevlevîlerin temsilcisi sıfatıyla hizmet ettiği yıllar, dünya ve Türk tarihi açısından mühim olayların cereyan ettiği bir döneme rast gelmiştir ki bunların başında 1914-1918 yılları arasında vukû bulan, dört yılı aşkın bir zamanda milyonlarca insanın canına ve malına mâl olan Birinci Dünya Savaşı gelmektedir. Bu savaşa, askerin moralini yükseltmek amacıyla Anadolu’daki Mevlevî şeyh ve dervişlerinden oluşan bir tabur da katılmış, zor şartlar içerisinde 3,5 yıl Suriye-Filistin Cephesi’nde geri hizmetlerinde bulunmuşlardır. İçinde Kadirî, Rufâî ve diğer tarikatlere mensup dervişlerin de bulunduğu bu tabur, daha sonra iki taburlu bir alaya çevrilmiştir.

Mücâhidîn-i Mevleviyye kumandanı Veled Çelebi, Dördüncü Ordu Komutanı Cemal Paşa’ya bağlı olarak  genellikle Şam’da bulunmuş; birçok tarihi olaya şahitlik etmiştir. Bu arada 1915, 1916 ve 1917 yıllarında birincisi şeyhlerle, ikincisi Enver ve Cemal Paşalar başta olmak üzere devlet erkânıyla, üçüncüsü yalnız olarak üç kez Medîne’ye seyahatte bulunmuş; notlarından anlaşıldığına göre Şerif  Hüseyin’in isyanı sonrasında Medîne’nin savunulması konusuyla da ilgilenmiş; 1917 ortalarında İstanbul’a gelip durumu, bizzat padişaha arz etmiştir.

Veled Çelebi aslında kalemi, kâğıdı çok seven birisidir. S.Ü.Uzluk Arşivi’ndeki metrûkâtından anlaşıldığına göre önemli gördüğü hemen her şeyi kâğıtlara yazıp sonra bunları mecmûa ve defterlerine bizzat geçiriyor, çoğu zaman da yakınındaki birilerine temize çektiriyordu. Ancak o, savaş ortamında askerî bilgileri kaydetmeyi uygun görmemiş ve -mevcut bilgilerimize göre- daha sonra bunları yazıya dökme yoluna da gitmemiştir. Yine o, yazdıklarını sonraki yıllarda tekrar tekrar okuyan, metinler üzerinde ikmâl ve tadil yapan biridir.

Selçuk Üniversitesi Kütüphanesi Uzluk Arşivi’nde bulunan birçok mektup ve belgede Gönüllü Mevlevî Taburu’nun oluşumu ve tarihçesine ışık tutacak malûmat mevcuttur ki bunların önemli bir kısmı, sayın Nuri Köstüklü tarafından, Vatan Savunmasında Mevlevîhaneler (Konya,2005) isimli çalışmada kullanılmıştı.

S.Ü.Selçuklu Araştırmaları Merkezi ve Uzluk Arşiv’inde birkaç yıl görev almış biri olarak o zamanlar, yapılacak çok iş olduğundan bu konuyla husûsi olarak ilgilenememiştik. Aradan yıllar geçti; arşivde bulunan Veled Çelebi ailesinden intikal etmiş mecmûa ve defterlerdeki dağınık bilgileri ve şiirleri bir araya getirmek, onları kronolojik bir sıraya koyup değerlendirmek ve gerekli izahları yapmak için fırsat doğdu. Bazısı epeyce hacimli olan bu mecmûalarda hemen her türlü konuda tutulmuş notlar, yazılar, alıntılar iç içe bulunmaktadır. Miktarı az  da olsa savaş yıllarına ait bir takım notlar ve şiirler de dağınık halde bulunmaktadır. Memnuniyetle ifade edelim ki Çelebi’nin üçüncü Medîne seyahatine ait notların bir kısmı, günlük şeklinde tutulmuştur.

Veled Çelebi’nin bizzat görüştüğü ve zikrettiği kişilere bakılınca bu notların önemi daha bir anlaşılır: Sultan Reşad, Veliahd Şehzâde Vahideddin, Sadrazam Talat Paşa, Harbiye Nâzırı ve Başkumandan Vekîli Enver Paşa, Harbiye Nâzırı ve Dördüncü Ordu kumandanı Cemâl Paşa, Medîne müdâfii Fahreddin Paşa, Evkaf  Nâzırı İbrahim Bey, Mekke Emîri Şerîf Hüseyin’in oğlu Şerîf Faysal, sonraki Mekke Emîri Ali Haydar Paşa, valiler, diğer devlet görevlileri, büyük âlimler, şeyhler…

Sonuç olarak konuyla ilgili mevcut araştırmalardaki bilgileri teyid eden, genişleten veya açıklığa kavuşturan bu notlar, Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından (bilhassa Mustafa Çıpan Bey’in teşvik ve katkılarıyla) MÜCÂHİDÎN-İ MEVLEVİYYE KUMANDANI VELED ÇELEBİ’DEN ANILAR, NOTLAR, ŞİİRLER adıyla kitap olarak yayınlandı.

Böylece seferberlik ve savaş başlangıcında, halk arasında yankı uyandıran Mevlevî Taburu (Alayı) hakkındaki bazı bilgiler, ilk ağızdan sunulmuş oldu. Bu notlar Mevlevîlik tarihi ve kültürünün yanısıra yazarın hayatı, çevresi ve şahsiyeti açısından da önem arz etmektedir. Çelebi’nin samimi duygularla ekseriya klâsik tarzda kaleme aldığı şiirler de edebî kişiliğinin aydınlanmasına yardımcı olacak niteliktedir.

MEVLEVİ ALAYI İLE İLGİLİ FOTOGRAFLAR *

Mevlevî Taburu mensupları, Harbiye Nezâreti önünde, sancakları ile
Askerî bir müfreze eşliğinde, Mücâhidîn-i Mevlevîyye Taburu mensupları, Suriye-Filistin Cephesi’ne hareket etmeden önce ziyarette bulundukları Konya Mevlâna Türbesi önünde (26 Şubat 1915)
Mevlevi Taburu’nun 26 Şubat 1915 tarihinde Konya Hükümet Konağı önünden Suriye-Filistin Cephesi’ne uğurlanış merasimi
Mevlevî Taburu, (muhtemelen Şam’da) yürüyüş halinde
el-Ariş’te tatbikat sırasında sıhhiye görevi yapan Mevlevî askerleri
Mevlevi Şeyhleri Medîne-i Münevvere Ziyaretinden Sonra Toplu Halde Şam’da.
Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yayınlanan MÜCÂHİDÎN-İ MEVLEVİYYE KUMANDANI VELED ÇELEBİ’DEN ANILAR, NOTLAR, ŞİİRLER adlı eser.