Nebil Mehmed Bey (ö. 1307/1890)
(Hattat, Şair)
TEKKE KAPISI – BAYRAM ALİ KAYA
1258/1842-1843 yılında İstanbul’da doğan Nebil Mehmed Bey’in büyükbabası, “Palabıyık Kardeşi” diye anılan Abdurrahim Efendi, babası Müneccim-başı Osman Sâib Efendi (ö. 1280/1864), annesi ise Abdullah Nâilî Paşa’nın torunlarından şair Mehmed Nebil Bey’in kızı Şerife Sâmiye Hanım’dır. Teyzesi ve aynı zamanda 19. yüzyıl ünlü kadın şairlerimizden biri olan Şeref Hanım, Nebil Bey’in doğumu üzerine aşağıdaki tarihi söylemiştir:
Vücûda geldiği dem söyledim mu‘cemle tâm târîh
Bugün doğdu Nebîl Bey meh gibi dünyâya hamd olsun816
Yiğenleri arasında kendisine karşı ayrı bir sevgi beslediği anlaşılan Şeref Hanım, dîvânının tarihler bölümünde Nebil Bey’in hayatının belli safhalarını takip etmeye yetecek kadar örnek vermiştir. Şeref Hanım’ın düşürdüğü bu tarihlerden hareketle Nebil Bey’in 1263/1846-1847’de sünnet olduğunu, 1266/1849-1850’de Kur’ân okumaya, bir yandan da semâ tâlimine başladığını, iki yıl sonra 1268/1851-1852’de Kur’ân’ı hatm ettiğini ve aynı yıl rüûs aldığını, 1271/185-1855’de, on üç yaşında iken Kur’ân’ı ezberleyip hâfız olduğunu, 1274/1857-1858’de sakal bıraktığını ve aynı yıl ney tâlimine başladığını öğrenmekteyiz.817
İbnülemin’in kaydettiğine göre sıbyan mektebini bitirmesinin ardından, 1268/1852-1853’te benzerlerinde de görüldüğü üzere, kendisine İstanbul ruûsu verilerek on yaşında müderrisînden sayılan Nebil Bey, Yenika-pı Mevlevîhânesi şeyhlerinden Osman Selâhaddin Dede’den sikke giymek sûretiyle Mevlevîliğe girmiş; akabinde dergâhta ney dersleri almıştır.818
Bazı kaynaklarda Hâfız Mehmed Nebil Bey olarak da anılan Nebil Bey, Vâlide Rüşdiyesi’nden mezun olmuş ve ayrıca ta‘lîk hattı meşk etmek vb. özel dersler almak sûretiyle kendisini yetiştirmiştir. Aynı zamanda döneminin bir diğer ünlü kadın şairi Hatice Nakiyye Hanım’ın ağabeyi olan Ne-bil Mehmed Bey, ilk olarak Meşîhat Mektûbî Kalemi’nde memuriyete başlamış, 1284/1867-1868 tarihinde mâliye memurlarından Ârif Efendi’nin kızı Tevhîde Hanım ile evlenmiş, daha sonra sırasıyla 1292/1875-1876’da Gümüşhâne niyâbetine tâyin olunmuş, görev süresini tamamlamasının ardından, birkaç ay Trabzon’da kalmış ve ardından Ünye niyâbetine atanmıştır. 1297/1879-1880 tarihinde İstanbul’a gelen Nebil Bey, 1300/1882-1883’de Selânik Mevlevîyetini elde etmiş, dört yıl kadar İstanbul’da kalmış ve mukâvelât muharrirliği, yani noterlik görevi ile Ayvacık’a gitmiştir. Nebil Mehmed Bey, bu son görevi için gittiği Ayvacık’ta kalp rahatsızlığı sonucunda ve Ramazan 1307 (Nisan-Mayıs 1890) tarihinde vefat etmiş, “İrtihâl etdi Nebil Bey Adn’e” mısraı tarih düşürülmüştür.819
Mevlevî, rint-meşrep, derviş yaratılışlı, gönül ehli bir zât olup hattatlık ve şairlik yönleri de bulunan Nebil Bey, İbnülemin’in, Nebil Bey’in akrabalarından İhsan Bey’den naklen bildirdiğine göre ise “müstağnî tabiatlı, zevk ve işrete düşkün, şuh ve zarif bir şahsiyet”tir. Vefatında âile bireylerinden hiç kimse yanında bulunmadığı için eserleri yabancı ellere geçmiş, şiirlerinden bir kısmını ise dostlarından ve aynı zamanda rüsûmât memurlarından olan Vâsıf Bey, Külliyât-ı Mîr Nebil adıyla toplamıştır. Yine İbnülemin’in naklettiğine göre bu dîvân, daha sonra Nebil Bey’in oğlu Gâlib Bahtiyâr Bey’in eline geçmiş olup her sayfasında 25 beyitin kayıtlı olduğu yüz yirmi dört büyük sayfadan oluşan bir eserdir. Eserdeki toplam beyit sayısı 2793 olup külliyât, bir tevhîd ve na‘tla başlamaktadır. Ardından “Mukaddime-i Hikâyet-i Dil” başlığıyla ve 466 beyitlik “Hicr ü Visâl” adlı âşıkâne bir sergüzeşt tarzında kaleme alınmış olan mesnevîye yer verilmiştir. 1299/1881-1882’de tamamlandığı belirtilen bu mesnevînin içinde aynı zamanda 16 adet gazele bulunmaktadır. Külliyâtta ayrıca karışık şekilde 40 adet gazel, 2 adet mersiye, kısmen hezl ve hicivden oluşan 44 adet tercî-i bend ve tahmîs, yine bu tarz 16 adet manzûme, 30 adet tarih, 11 adet şarkı, 37 adet kıt‘a ve 12 adet müfred yer almaktadır. İbnülemin, sonradan şairin babasının konağında bulduğunu ve Nebil Bey’in daha ziyâde şiire yeni başladığı zamandaki manzûmelerini içerdiğini ve üstelik son derece düzensiz olduğunu belirttiği bir mecmuada ise şairin 51 adet gazel, 23 adet terkîb-i bend, 22 adet kıt‘a, 14 adet şarkı, 74 adet tarih ve 51 adet beytinin bulunduğunu kaydetmektedir.820
Şiirlerinden Örnekler
Kıt‘a
Zâlimi bergeşte eden âhdır
Kalb-i mahlûka Hüdâ âgâhdır
Bir kadem şeh-râhdan etme udûl
Doğrunun yardımcısı Allah’dır821
Gazel
Zât-ı vahdetden nişândır vech-i pâk-i dil-rübâ
Kavs-i kudretden bedeldir ebruvân-ı meh-likâ
Tîr-i ser-tîz-i kazâdır gamze-i dil-dûzlar
Çeşm-i mahmûr üzre olmuş her biri ayn-ı belâ
Gonçeler açmış o nahl-i nev-şüküfte al al
Turresi olmuş o bâğ-ı hüsne bir zıll-i Hümâ
Kâmeti Tûbâ-yı vuslatdır hırâmı fitne-hîz
Sâid-i sîmînidir şâh-ı gül-i hayret-fezâ
Nâfesinden âhuvân-ı Çîn oldu hisse-çîn
Hırz-ı cân eyler anınçün miski hep bây u gedâ
Hâsılı bir heykel-i nûr-ı mücessemdir Nebîl
Bî-kusûr anı Hüdâ halk eylemiş ser-tâ-be-pâ822
Gazel
Yâre sun sâkî şarâb-ı nâbdan
Kim açılsın çeşm-i mesti hâbdan
Ser-fürû kıl zâhidâ meyhâneyi
Gör neler var anda şeyh u şâbdan
Pîr-i meyden eyle tahsîl-i edeb
Vazgeç ol sûrî olan âdâbdan
Câmi-i hüsne nazar kıl subh u şâm
Kaçma münkir mescid ü mihrâbdan
Ketm-i râz et eyleme ifşâ Nebîl
Şefkat umma dehrde ahbâbdan823
816 Şeref Hanım Dîvânı, s. 18.
817 Şeref Hanım Dîvânı, s. 18-19.
818 Mehmed Süreyyâ, a.g.e., III, 448; İbnülemin Mahmud Kemâl İnal, Son Asır Türk Şairleri, II, 1160; “Nebil Mehmed Bey”, TDEA, İstanbul 1986, VI, 547.
819 Mehmed Süreyyâ, a.g.e., III, 448; Bursalı Meh-med Tâhir, a.g.e., II, 469; İbnülemin Mahmud Kemâl İnal, a.g.e., II, 1160-1161; “Nebil Meh-med Bey”, TDEA, s. 547.
820 İbnülemin Mahmud Kemâl İnal, a.g.e., II, 1161.
821 Bursalı Mehmed Tâhir, a.g.e., II, 469.
822 İbnülemin Mahmud Kemâl İnal, a.g.e., II, 1161.
823 İbnülemin Mahmud Kemâl İnal, a.g.e., II, 1162.
#Bayram Ali KAYA