UZLUK AİLESİNİN AZMİ VE HÜZÜNLERİ; SELÇUKLU VE MEVLÂNÂ MİRASI SEVDASI

UZLUK AİLESİNİN AZMİ VE HÜZÜNLERİ; SELÇUKLU VE MEVLÂNÂ MİRASI SEVDASI

Adnan KARAİSMAİLOĞLU

Bu başlık altında XX. asrın tanığı üç şahsiyetten söz etmek, mümkün olacaktır. Uzluk ailesi Mimar Şahabettin (1900-1989) ve Prof. Dr. Feridun Nâfiz (1902-1974), bir de Şahabettin beyin eşi Nimet Hanımefendi’den (1914-2000) oluşmaktadır. Bu ailede Selçuklu ve Mevlânâ mirası konusundaki çalışmalarıyla öne çıkan merhum Feridun Nâfiz’dir.

Şehit Ahmed Hamdi Bey’in eşi Sıdıka Hanımefendi, 5 ve 3 yaşlarındaki iki erkek çocuğuyla hayat mücadelesi vererek, onları özel duygularla donatmıştır.

Bugün Selçuklu ve Mevlânâ mirası hakkında korudukları, yazdıkları ve düşünceleriyle her an yüz yüze geldiğimiz tıp doktoru Profesör Feridun Nâfiz’in tıp tarihiyle ilgili heyecanları ve emekleri konumuzun dışında kalacaktır.

Bu yazıda Merhum Feridun Nâfiz’in kendisinin çeşitli vesilelerle dile getirdiği Selçuklularla, Hz. Mevlânâ ve inancıyla ilgili hislerine ve çabalarına işaret eden, ancak onun hüzünlü zamanlarını öne çıkaran hususlara öncelikle işaret edilecektir.

Türkiye’de Selçuklu ile Mevlânâ araştırmalarından ve henüz gereği gibi netice alınamayan bu yöndeki çabalardan söz açıldığında Uzluk ailesinden daima bahsedilecektir.