Ya Hz. Mevlana Tut elimizden…

14-15 Aralık 2010 tarihlerinde, Mevlana Üniversitesi, Mevlana Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin düzenlediği, ‘Mevlana’ya Gönül Verenler Kurumsal Çalıştayı”nda Semazen Yayın Grubu konusunda yaptığımız sunum…

Hz. Mevlana’nın aziz hatırası önünde niyaz ediyor ve burada bulunan Hz. Mevlana’nın maddi ve manevi evlatlarını, büyüklerimizi saygı ile selamlıyorum.

Efendim, bulunduğumuz teknoloji çağında, her şeyin Google’a sorulduğu bu çağda, yaklaşık 7 sene önce, teknoloji ile ilk tanıştığımızda bizde Hz. Mevlana ile ilgili konuları internette aramaya başladık. Bize anlatıldığı gibi okuduğumuz gibi bir bilgi göremedik ve bu sebepten yola çıkarak amatörce bir site hazırladık. Doğru bilgileri doğru kaynaklardan aktararak sitemize yüklemeye başladık. Kısa zamanda semazen sitemiz çok ilgi görmeye ve takip edilmeye başlandı. Bizde elimizden geldiğince sitenin altyapısını ve işlevini yükseltmeye gayret ettik.

Bugüne kadar Semazen Yayın Grubunun içinde;

Semazen İngilizce, Semazen Akademik, Mevlana Dergâhı, Mutriban, Nota Arşivi, Semazen Çocuk, Semazen Video, Semazen Radyo ve Asitane Dergisi olarak pek çok bölüm oluştu. Allah’a hamdolsun. Elimizden gelen görevi kapasitemizce yapmaya çalışıyoruz. Ama yapmak istediklerimiz daha çok Allah’ın izni ve Hz. Pir’in himmetleri ile inşallah.

Efendim,  teknoloji çağında bu alandaki boşluğu doğru bilgilerle doldurmak için naçizane biz aracılık ediyoruz. Asıl önemli görevi üstlenen ve teşekkürü hak edenler, çoğunluğu burada olan büyüklerimiz, değerli hocalarımız ve akademisyenlerimizdir, Çünkü gece gündüz göz nuru dökerek bu bilgileri derliyor ve hazırlıyor biz ise bunları ilgilenenlere aktarıyoruz. Allah razi olsun.

Efendim, bu çalışmamızda bazı güçlüklerle karşılaştık hepinizin malumu, Bunları burada dile getirmeye sanırım gerek yok. Gönül neler istemez ki.

Ama şunu dile getirmek zorundayız ki; bu çalışmamızda her bir kelime boşa gitmiyor o kadar çok meraklısı ve ilgilisi var ki bunu gelen maillerden görüyoruz. O yüzden lütfen yazılarınızı sohbetlerinizi esirgemeyiniz bu maneviyata aç gönüllere.

Bir dernek olsak yada bir vakıf her halükarda kısıtlı bir kitleye ulaşabilirsiniz ama bu teknoloji çağında o kadar ücra yerlere ulaşıp öyle dostlar ediniyorsunuz ki, yüzünü görmeden gönül bağı kuruluyor. Tabi bu yüz yüze yapılan eğitimin yerini tutmaz, öyle bir iddiamız yok ama bu zamanda iş güç arasında bir nebze bilgi alabilen insanlara bir şeyler aktarmak da güzel değil mi?

Birde bunu ehil kimselerle kontrollü ve programlı bir şekilde yapıldığı takdirde uzun vadede çok iyi sonuçlar alınacağı kanaatindeyiz.

Hz. Mevlana zaten tuzağını kurmuş, avlıyor herkesi, o gönderiyor bizlere ama biz o gelenlere ne sunacağız ne vereceğiz, altyapımız hazır mı? Bilgimiz yeterli mi? Muhatap olacak kişileri yani bizleri kim eğitecek bize kim öğretecek?

O yüzden acaba kendimiz buna hazırmıyız? Biz ne derece tanıyoruz Hz. Mevlana’yı ve Mevleviliği? O ne anlatıyor ne öğütlüyor da biz ne yapıyoruz?

Kendi adımıza bir özeleştiri yapıyoruz. Lütfen kusurumuza bakmayınız.

Efendim, yapılan iyi niyetli her şey mutlaka güzel sonuçlar doğurur, Burada yer alan bütün kuruluşların hepsine, bu çalışmaları yürütenlere şükranlarımızı sunarız.

Efendim sunumumuzu niyetimizi anlatması açısından şöyle bitirmek isteriz.

Yaman Dede’ye: Siz, niye Mevlânâ ve Mesnevî’den bu kadar çok bahsediyorsunuz?” diye sorulduğunda:

Oğlum, benim elimden Mevlânâ tuttu. O beni Hazret-i Peygamber’in kapısına götürerek hidâyetime vesîle oldu. Beni ateşten kurtaran birisini bu kadar anmam az bile!” dermiş. Bizimde Hz. Peygamberin huzuruna çıkacak yüzümüz yok ne olur Ya Hz. Mevlana Tut elimizden…

Saygılar sunarım efendim…

Mehmet Emin Holat

www.semazen.net