GÜNÜMÜZ MEVLEVÎ ÂYİNİ BESTEKÂRLARINDAN HAFIZ AHMET ÇALIŞIR İLE… – ropörtaj

GÜNÜMÜZ MEVLEVÎ ÂYİNİ BESTEKÂRLARINDAN HAFIZ AHMET ÇALIŞIR İLE…

ÖZET

Anadolu tasavvuf hayatının en büyük siması Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’ye nispet edilen Mevlevî Tarîkatı’na mahsus tasavvuf mûsıkîne “Mevlevî Mûsıkîsi” denmiştir. Bu mûsıkî, Türk dînî mûsıkîsinin Câmi ve Tekke mûsıkîsi şeklindeki iki türünden Tekke Mûsıkîsi’nin en mühim ve geniş dalını oluşturur.

Klâsik Türk Mûsıkîmizin gelişmesinde ve Dînî Mûsıkîmizin oluşmasında Hz. Mevlânâ’nın ve Mevlevîliğin önemli bir yeri vardır. Mevlânâ, devrinin bütün sanatkârlarını olduğu gibi mûsıkî ehli olanları da ziyadesiyle taltif etmiş, mûsıkî konusunu eserlerinde sık sık dile getirmiş ve mûsıkîşinaslara daima ayrı bir değer vermiştir. Bu nedenle Mûsıkî, Mevlevîliğin önemli unsurlarından biri olmuş, bestesi ve sanat seviyesi yönünden Mevlevî Âyinleri, zikre yön veren ve idâre eden zâkirbaşlarına ihtiyaç duymaksızın, kendi akışı içerisinde kurallarını icrâya yansıtabilmiş bir dînî mûsiki formu haline gelmiştir. Ayrıca zaman içerisinde kendine has bir san’atsal çehre kazanmış, Mevlevî Âyini bestekârlığı ve icrâcılığı sanat çevresinde mûteber bir hâle gelmiştir. Mûsıkî tarihimize baktığımızda bestekarlarımızın tamamına yakınının mânevî bir terbiye görmüş, aldıkları dînî ve mânevî terbiyeyi eserleri vasıtasıyla insanlara ve toplumlara nakletmiş kimseler olduklarını görüyoruz. Bu edeb ve mânevî alt yapının verildiği eğitim kurumları da Mevlevîhâneler olmuştur.

Mevlânâ dergahının bulunduğu Konya’mızda yetişen günümüz Mevlevî Âyini bestekârlarından Hafız Ahmet Çalışır ile bir bestekârın duygu, düşünce ve yorumlarını okuyucularımızla paylaşmak, bu çerçevede günümüzde yaşanan kimi problemlere ışık tutarak tarihe bir kayıt düşmek düşüncesiyle bu söyleşiyi gerçekleştirdik.

Bir yanıt yazın 0